Aileler çocuklarının her zaman keyifli ve güvende hissetmelerini ister ve onları üzüntü, korku, endişe gibi olumsuz duygulardan kurtartmak için elinden geleni yapar. Oysa tüm duyguların adaptasyonla ve hayatta kalmayla ilişkisi vardır. Duygular insanları harekete geçiren, tehlikelere karşı önlem almalarını sağlayan, diğerlerini anlamalarını ya da diğerleri tarafından anlaşılmalarını sağlayan ve hatta karar vermelerini kolaylaştıran önemli bir role sahiptir. Çocukların olumsuz duygularını ve yaşadıkları zorlukları kontrol etmeye çalışmak denizde dalgaları durdurmaya çalışmak gibidir. Ailelerin bu noktada çocuklarına verebilecekleri en büyük armağan onlara dalgalarla sörf yapmalarını öğretmektir, yani kendi pusulalarını yaratmalarını sağlamak. Peki nasıl?
Çocuklar, ailelerinde gördükleri yaklaşım ve davranışları kendilerine adapte eder. Sevgi gören çocuk sevmeyi öğrenir. Değer gören çocuk kendini değerli görmeyi öğrenir. Koşulsuz kabul gören çocuk kendini her şartta kabul etmeyi ve kucaklamayı öğrenir. Ailesine güvenen çocuk kendine güvenmeyi öğrenir. Aileler çocukların pusulası olduğunda, yaklaşım ve davranışları ile an be an onlara yol gösterir. Bu yol gösterme eşzamanlı olarak çocuklara kendi pusulalarını yaratmayı öğretir. Dr. Dan Siegel bu kavramı şöyle ifade ediyor: “Hepimizin bir duygu alanı olduğunu hayal edin ve hepimizin alanı farklı ölçülerde… Küçücük bir alan ile hayata geldiğinizi düşünün, çok büyük bir zorlukla karşı karşıya geldiğinizde ne yapacaksınız? Şimdi bir de sizin çok geniş hatta sınırsız bir iç pusulaya, duygusal alana sahip olduğunuzu öğreten bir aileniz olduğunu hayal edin. Çocuğunuz için hangisini istersiniz?”
Çocukların kendi pusulalarını yaratmalarına yardımcı olmak onların yalnızca duygusal gelişimine katkı sağlamakla kalmaz aynı zamanda beyin gelişimlerini de destekler. Duygularını anlamayı öğrenen çocuklar bu duygularla başa çıkma antrenmanı da yapmış olur. Kazandıkları iç görü ile beyinlerindeki bağlantılar gelişir. Zorluklar karşısında kalplerinden geçeni anlama, değerlendirme ve ifade etme becerisi kazanırlar. Böylelikle kontrolü kendi ellerine alarak olumsuz duyguların etkisini hafifletmeyi, hatta bu duyguları kendi yararlarına kullanmayı öğrenirler. Bu da öz şefkati, özgüveni, cesareti ve tutkuyu beraberinde getirir. Bu nedenle, ailelerin çocuklarına karşı en önemli sorumluluklarından biri, kendi pusulalarını yaratmalarına yardımcı olmaktır.
Kaynak: Dr. Dan Siegel, Teaching Our Kids Mindsight and Fostering Their Internal Compass, https://podcast.app/mom-brain-p549324/
Uzm. Psk. Aslı Yıldız