Mind+More Psikolojik Danışmanlık

BLOG YAZILARI



1026d55265128c4cd503.jpg

Kardeş kıskançlığı, kardeşi olan her çocuğun yaşadığı normal bir duygudur. Çoğu çocuk bu duyguyla nasıl baş edeceğini bilemez. İşte bu durumda ailenin yol gösterici olması önemlidir. Kıskançlığın temelinde güvensizlik ve kaybetme korkusu vardır.

Kardeşi olduğunda çocuk, o zamana kadar gördüğü ilgiyi ve sevgiyi biriyle paylaşmak zorunda kalır. Çocuk, “Artık annem-babam beni sevmeyecek. Benim bu evdeki, annemin babamın gözündeki yerim artık aynı değil” diye düşünür. Bu, çocuk için büyük bir hayal kırıklığıdır aslında. Düşünsenize, eve yeni biri gelmiş, hep onun gözünün içine bakan, onunla ilgilenen anne-babası şimdi o minik şeyle meşgul. Kendisi kakasını artık tuvalete yapabiliyorken, kendi kendine giyinebiliyorken, yemeğini yiyebiliyorken, bu bebek bunların hiçbirini yapamıyor, ama ondan daha fazla ilgi görüyor. Ne kadar büyük bir hayal kırıklığı, ne büyük bir öfke! Çocuğunuzun hayatla ilgili karşılaştığı ilk adaletsizlik ve güvensizlik. Bunları, “Keşke ikinci çocuğu yapmasaydınız” demek için değil, yaşadığı kırgınlığı, sizi kaybetme korkusunu ve yerine geçen kardeşine olan öfkesini anlamanız için söylüyorum.


egit.jpg

2019 Aralık ayında Uluslararası Pisa Sonuçları açıklandı. Türkiye eğitim kalitesiyle 137 ülke arasından 99. seçildi. Sonuçlar elbette pek iç açıcı değil. Geleneksel eğitim sistemi içinde birçok ülkenin çok gerisinde kaldık. Ancak bu sonuçlar, dünyanın eğitim sisteminin bizden çok daha önde olduğunu mu gösterir? Mevcut geleneksel okul sisteminde batı ülkeleri bizden çok daha iyi olsalar da aslında tüm dünya eğitim konusunda geçmişe çakılı kalmış durumda. Dünya hızlı bir şekilde değişiyor, eğitim sistemi ise aynen iki yüz sene öncesi gibi. Yerinde sayıyor! Gelişen teknoloji ile artık öğretmenler, çocuklar için birincil bilgi kaynağı olmaktan çıktı. Bu nedenle öğretmenlerin rolünün de değişmesi gerekli. Bilgi vericiden ziyade yol gösterici, rehber olmaları şart.


csm_Motiv_Growth_Mindset_74081786aa.gif

Bazı okullarda öğrencilerin geçemedikleri ders için “Henüz değil.” notunu aldıklarını biliyor muydunuz?

Bu harika değil mi? Dersten kalan çocuk, ben ümitsiz vakayım diye düşünür. Ama eğer ”Henüz değil.” notunu alırsa, öğrenme yolunda olduğunu anlar. Bu da ona geleceğe doğru bir yol sunar. Carol Dweck yaptığı TEDX konuşmasına, ”Henüz değil.” kavramının kariyerinde nasıl gerçek bir dönüşüm noktası olduğunu anlatarak başlıyor. Çocukların zorluklarla ve sorunlarla nasıl başa çıktığını araştırmak için Dweck, 10 yaşındaki çocuklara onları zorlayacak sorular veriyor. Bazıları şaşırtıcı şekilde olumlu tepki gösterirken diğerleri bunun felaket olduğunu düşünüyor. Olumlu tepki gösteren grup, yeteneklerinin geliştirilebilir olduğunu düşünen gelişim zihniyetine sahip çocuklar. Diğerleri ise başarısız olacağına inanan kalıplaşmış zihniyete sahip çocuklar. Peki bu iki zihniyet çocukları nasıl farklı etkiliyor?


IMG_0940-1200x900.jpg

Çocuklarınızla vakit geçirmek onlara verebileceğiniz en değerli hediyedir. Çocuğunuza zaman ayırmak, birlikte etkinliklere katılmak, hem çocuğunuzla olan ilişkinizi kuvvetlendirir hem de onun sosyal, duygusal gelişimini destekler.

1)    Beraber oyun oynayın

Ara tatil boyunca önceliğiniz, ev işleriniz, alışveriş, akraba ziyaretleri gibi “yapılması gereken işler” değil, çocuğunuzla oyun oynamak olsun.

Oyunun, çocukların hem fiziksel hem zihinsel hem de ruhsal gelişimine faydası olduğu yapılan çalışmalarla ortaya konuluyor. Burada mükemmellik çabasında olmayın. Çalışıyorsanız da günde 15 dakikanızı çocuğunuzla oyun oynamaya ayırın. Bu bile onun için çok kıymetli olacaktır.

2) Haftada birkaç gün mutlaka dışarı çıkın

Alışveriş merkezleri gibi kapalı alanlara hapsolmayın. Hava soğuk da olsa dışarda zaman geçirmek çocuğunuzun gelişimi icin çok önemlidir. Doğa olaylarını, ağaçları, sokaktaki diğer insanları, çocukları ve hayvanları gözlemlemesi çevresel zekasının gelişimini de destekleyecektir.

3)Evde yarışmalar düzenleyin

‘Evde, dört duvar arasında gün boyu ne yapabiliriz?’ diyorsanız, aslında birçok seçenek var. Örneğin sessiz film, tabu, jenga, satranç, tavla gibi oyunlarla evde yarışmalar düzenleyebilirsiniz. Hatta bu yarışmalara diğer aile üyelerini de katarak mini turnuvalar düzenleyebilirsiniz. Bu sırada çocuğunuzun zekasını ve bilişsel becerilerini de geliştirmiş olursunuz.

 4)Beraber yemek yapın

İnternetten ya da bir yemek kitabından çocuğunuzun seçeceği bir tarifi beraber pişirebilirsiniz. Bu sahip olduğunuz vakte göre, tüm günlük ya da yarım saatlik bir etkinlik olabilir. Örneğin vaktiniz çoksa, yemek için gerekenler listesinin alışverişi ile başlayabilirsiniz. Ya da yarım saat içinde buzdolabındaki birkaç sebze ile lezzetli bir çorba yapabilirsiniz.

5)Sevdiği arkadaşlarıyla buluşturun

Çocuğunuzun sevdiği arkadaşları ile bir araya gelmesini sağlayın. Bu sayede hem çocuğunuzun diğer çocuklarla ilişkilerini gözlemlemiş hem de onun sevdiği ama sizin çok da tanımadığınız arkadaşlarını yakından tanıma fırsatı elde etmiş olursunuz.. Çalışıyorsanız bunu hafta sonu yapabilirsiniz.

6)Bırakın canı da sıkılsın!

Yanlış duymadınız. Bırakın bazen de canı sıkılsın! Sürekli çocuğunuzu bir şeye yönlendirme, bir şeyle oyalama telaşında olmayın.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki çocuğun canının sıkılması hiç de kötü bir şey değil. Boş vakit geçirmek çocukların hayal güçlerine katkı sağlıyor. Ayrıca, iç dünyalarına dönerek kendilerini oyalayabilme ve düşünme becerileri artıyor. Böylece kendi kendilerine yeten bireyler haline geliyorlar.

7)Birlikte hayal kurun

Çocuğunuzla beraber gözlerinizi kapatıp hayal kurun ve sonra herkes hayalini anlatsın. Hatta bunu, hayalin bir kısımını siz, bir kısımını çocuğunuz kuracak şekilde bir oyuna dönüştürün. Bu size de iyi gelecek. En son ne zaman gözünüzü kapatıp hayal kurdunuz? Hatta buna diğer aile üyelerini ortak ettiniz?

8) Çocuklara yönelik atölye etkinliklerine götürün

Günümüzde artık neredeyse tüm sanat müzeleri, sanat platformları ve üniversiteler çocukların merak ve ilgi alanlarına yönelik atölye etkinlikleri yapıyorlar. Bunlar, bazen el becerilerini destekleyici, bazen merak arttırıcı, bazen gözlem yapmaya teşvik edici olacak şekilde çok farklı konularda düzenleniyor. Ya ücretsiz ya da cüzi ücretlerle yapılıyor. Yaşına uygun etkinliklere katılmasını sağlayın. Çalışıyorsanız bunu hafta sonu da yapabilirsiniz.

9) Arkadaşlarıyla katılacağı etkinlik organize edin

Bulunduğunuz şehirde daha önce görmediğiniz tarihi, turistik yerleri gezin. Yaşına uygun tiyatro, sinema ve gösterilere gidin. Bu aktivitelere istediği arkadaşı veya arkadaşlarının gelmesi daha çok keyif almasını sağlayacaktır. Çıkışta izlediği şeyle ilgili yorum yapmasına teşvik edin. Kısa bir özetini anlattırıp fikrini sorarak heyecanına ortak olduğunuzu hissettirin.

10) Hafızanızı yoklayın

Çocukluğunuzda sizin sevdiğiniz oyunları ve etkinlikleri çocuğunuza öğretin. Böylelikle, sadece çocuğunuz için değil kendiniz için de başka türlü bir anlam taşıyan keyifli bir zaman geçirmiş olursunuz.

 

 

 

 


siddetsi-iletisim2-1200x675.jpg

‘’İnsanlar bir haftalığına şiddetsizliği deniyorlar ve ‘işe yaramadığında’ yüzyıllardır işe yaramamış olan şiddete geri dönüyorlar.’’

-Theodore Roszak-

Yarattığı yıkıcı etkileri bilsek de fiziksel şiddeti hayatımızdan çıkarmak  ve şiddetsiz bir dünyada yaşamak mümkün olabilir mi? Yeni neslin yetiştirilmesinde şiddetsizlik yöntemini kullanan bireyler/ebeveynler olursak bence mümkün. Örneğin çocuğuma okulda kavga etmemesini ve arkadaşlarıyla iyi geçinmesini söyleyen bir ebeveynim. Bunları sadece söylemem yetmez. Kendi davranışlarımla da desteklemem gerekir. Çocuğumun beğenmediğim bir davranışını engellemek adına şiddet uygularsam, ona, amacıma ulaşmak için şiddetin işlevsel olduğunu öğretmiş olurum. Çocuklarımızda böyle bir etki bırakmamak için aktif şiddetsizliğin ilkelerini bilmek ve bunları uygulamamız gerekir.


Copyright Mind+More 2018. Tüm hakları saklıdır.